Kitap Yorumu: Kağıt Kız | Guillaume Musso

Orijinal adı: La fille de papier
Yazar: Guillaume Musso
Yayınevi: Doğan Kitap
Sayfa: 312




“Fırtınalı bir gecenin ortasında, sırılsıklam ve çırılçıplak, terasımda belirdi.
- Nerden çıktınız siz?
- Düştüm.
- Nereden düştünüz?
- Kitabınızdan düştüm. Hikâyenizden düştüm yani!”

İlham perisini kaybeden ünlü yazar Tom Boyd’un hayatına aniden, romanlarının kahramanı Billie girer. Billie güzeldir, umutsuzdur ve eğer Tom yazmayı bırakırsa ölecektir.

Yaşamın yalnızca bir romana bağlı olmasına dair canlı ve etkileyici bir serüven.

Kağıt Kız aslında yayınlandığı dönemde adını çok duyduğum bir kitaptı ama gelin görün ki yıllar sonra inanılmaz geç kalarak okumuş bulundum. Her kitabında daha önce neden tanışmamışız diye hayıflanıyorum ama kader işte. Bu kitap o kadar etkileyiciymiş ki Aynur bloğunun adını bu kitaptan esinlenerek oluşturmuş. Yani uzun süre Kağıt Kız gözümün önündeydi ama ben okumayı düşünmedim bile.

Kitabın konusunu okumam kitabı deli gibi merak etmeme neden oldu. Tıkanmışlık sendromu yaşayan ünlü yazar Tom Boyd, sevgilisinden ayrılmanın etkisiyle depresyona girmiş ve aylardır tek kelime yazamamış. Ama fırtınalı bir akşamda yazmakta olduğu serinin kahramanı Billie yanlış basılmış kitabından düşüveriyor! Salonunda beliriveren bu çırılçıplak kadının Billie olduğuna inanmasa da gittikçe kafasında yarattığı Billie ile ilgili her şeyi bildiğini anlıyor ve onun gerçekten de kitaptan düştüğünü kabul ediyor.



Birbirlerine yardım etmeyi kararlaştırıyorlar. Anlaşmaya göre Tom kitabın sonunu yazacak ve Billie’yi kendi dünyasına gönderecek, Billie de eski sevgilisi ile Tom’un barışmasını sağlayacak. Anlaşma temelde aynı olsa da yaşadıkları maceralar bu kurgu karakter ile yazarını ilginç bir şekilde birbirine bağlıyor. Ama 100.000 yanlış basımlı kitabın 99.999’u bir günde imha edilince Billie deyim yerindeyse ölüm döşeğine yaklaşıyor. Saçları beyazlıyor, mürekkep kusmaya başlıyor, tüm bunlar da Tom’u bir hayli korkutup kızı korumasına almasıyla sonuçlanıyor. Kendilerini apar topar Fransa’da ünlü bir cerrahın yanında buluyorlar ve Billie orada büyük sıkıntılar atlatıyor. Hepsi de olay devam ederken kalan son kopyanın başına gelenlerle ilişkili.


En yakın arkadaşları Carole ve Milo kalan son kopyayı elde etmek için bin bir macera atlatıyorlar ama her defasında parmaklarının ucundan kaçıveriyor. Eninde sonunda ellerine geri dönüyor ama tıpkı Billie gibi son kopya da berbat bir halde.


İnanılmaz tuhaf bir kurgu, hiç beklenmeyen bir son ve garip rastlantılar... Klasik Musso tabirini artık bu durumlar için kullanabiliriz diye düşünüyorum. Yine çok eğlendim, elimden hiiiç bırakamadım ve sonunda şaşkınlıkla beraber sevindim. Açıkçası benim gibi yapmayın, ertelemeyin bu yazarı. Bu kitabın bitişiyle de okuyacağım tek bir Musso kaldı, nasıl da değerli şu an benim için anlatamam...


Diğer Musso Yorumları



Yorum Gönder

0 Yorumlar