Kitap Yorumu: Vital Sign | J.L. Mac

Kitap adı: Vital Sign
Yazar: J.L. Mac
Yayınevi: Createspace
Sayfa: 257



Sadie sets out on a journey to healing without knowing that things will get far worse before they get better. Despite her general indifference to organ donation, she finds herself on a journey to seek out the only people who benefited from her husband’s tragic death.

Resentment runs rampant as she meets the thriving organ recipients. Anger and jealousy spiral, sending the delicate structure of Sadie’s emotions into a tailspin.

Alexander McBride got a second chance—one that he didn’t necessarily want. Alexander is a game changer for Sadie. She hates him for his health but can’t help feeling at home in his presence. He soothes her grief in a way that is intoxicating, addictive even.

The heart that once fell in love with her now resides in Alexander McBride’s chest. It’s a circumstance that forces her to wage an internal war fueled by grief, anger, guilt, love, lust, and loyalty.

Sadie must discover the things that are vital to going on with her life if she has any hope of finding her way through the all-consuming grief that dominates every waking moment.


Vital Sign, kocası gözleri önünde öldürülen Sadie'nin iyileşme yolculuğunu anlatıyor bize. İki yıl önce eve giren biri kendisini vururken polis memuru olan kocasını da öldürüp kaçmıştır ve akıbeti hala anlaşılamamıştır olayın. Üzerinden iki yıl geçmesine rağmen Sadie geçmişten bir türlü kopamamış, özellikle kocası Jake'in ölümünü hazmedememiş. Hala kıyafetleri dolapta asılı, son çıkardığı çamaşırlar yıkanmamış bir halde çamaşır sepetinde, telefon hattı hala açık ve bizim kızımız sürekli Jake'in telesekreterine mesaj bırakıyor kendini kaybettikçe. Anlayacağınız hastalıklı bir ruh halinde Sadie.

Ailesi de bu durumdan rahatsız. Çünkü Sadie sürekli ters bir ruh halinde, hiçbir şeye istek göstermiyor, duygusal hareketlere girmiyor vs. Terapistini de tınlamıyor ve iyileşmek istemiyor adeta. Ailesi de ne yaparsa yapsın bir türlü yardım edemiyorlar kızlarına.

Kocası Jake öldükten sonra organlarını bağışlıyor Sadie. İşte ailesi de bağışlanan organlar ile hayatları kurtulan insanlarla yüz yüze görüşmesini sağlıyorlar. Belki Jake'in sayesinde ikinci bir şans edinen bu insanlar onun düzelmesine yardım edebilir. Ama Sadie daha en baştan onlardan nefret etmeye meyilli. Jake ölmüşken onlar yaşamış banane modunda. İlk tanışması bir hayli depresif geçse de kalp nakli yaşayan Alexander McBride bütün dünyasını ters yüz ediyor.

Alexander McBride isimli birine kalbin nakledildi. Onunla yakında buluşacağım. Şimdiden ondan nefret ediyorum. Bu beni deli mi yapar?

Alexander, nam-ı diğer Zander da tıpkı Sadie gibi yalnız. Sahil kenarındaki evde tek başına yaşıyor. Valinin oğlu olduğu için de aslında tanınan bir kişilik ama geçmişi sürekli partilerle, içip eğlenmekle geçtiği için kalp kasının kalınlaşması sonucu bedeni hata veriyor. Jake'in kalbini bir şekil bekleme listesinde tepeye çıkarak elde ediyor ama bu durumdan hiç memnun değil. İşte kurgunun garipliği burada: Bir zamanlar sevdiği adamın kalbine yeniden vuruluyor. Evet, aşağı yukarı durum böyle.

Mahvettim. Her şeyi mahvettim. İkiniz için de kalbimde yer yok. Keşke beni bulunduğun yerden duyabilseydin. 

Konusu bakımından ilginçti, başları biraz ağlaktı gerçi. Konuyu felan bilmeden başladım ama konuyu okumuş olsam yine direk atlardım orası kesin. Okurken sürekli organa mı aşık adama mı diye de düşündüm, çünkü o kalbe karşı tahmin edersiniz ki büyük bir ilgisi var. Böyle okuduğunuzda kızın iyileşmediğini düşünmeyin, sırf kalp onda diye aşık olmuyor tabi ki. Zander bence bir hayli götürüsü olan bir erkek, ayrıca kitap onun ağzından da birkaç bölüm içeriyor. Kısacası Zander'a duyduğunuz sempati zirve yapabilir. Konu ilginizi çektiyse yaşam bulgusu diye de çevirebileceğimiz bu kitaba dalabilirsiniz.

Jake'in kalbini almasına minnettar olarak parmağımı hafifçe göğsündeki yara üzerinde gezdirdim. İlk sevgilimin kalbi gelecekteki sevgilimin hayatını kurtarmıştı. Zander'ın burada benimle olmasından duyduğum rahatlık dışında bir şey hissetmiyordum. Naklin nasıl gerçekleştiğinin bir önemi yok, önemli olan tek şey Alexander McBride'ın burada benimle olması. 






Yorum Gönder

0 Yorumlar