Kitap Yorumu: Lavanta Kokulu Sabahlar | Jude Deveraux

Orijinal adı: Lavender Morning
Yazar: Jude Deveraux
Yayınevi: Pegasus
Sayfa: 383



Yıllar önce zamansız sonlanan bir sevda Sırların ortasında filizlenen yeni bir aşk Geçmişte ve bugün, her şey aşk uğruna…

Jocelyn Minton, iki dünya arasında kalmış bir kadındır. Varlıklı bir aileden gelen annesinin ölümünden sonra, tamircilikle uğraşan babasının hayatında bir yabancı gibi kalmıştır. Yeni hayatındaki tek tesellisi, kendisinden altmış yaş büyük Edilean Harcourt'un dostluğudur…

Bayan Edi'nin ölümünün ardından Jocelyn, onu herkesten iyi anlayan dostunun bütün mal varlığını kendisine bıraktığını öğrenir. Buna on sekizinci yüzyıldan kalma bir malikâne ve 1941 yılında başlamış gizemli bir aşkın ipuçlarını veren bir mektup da dâhildir. Malikânenin ve gizemin peşinden küçük Edilean kasabasına giden genç kadın, çekici, kibar bir avukat olan Ramsey McDowell'la ve en az onun kadar yakışıklı, gizem dolu bahçıvan kuzeni Luke Connor'la tanışır.

Joce, yerleştiği bu küçük kasabada bir yandan Bayan Edi'nin hayatı ve kendi ailesinin tarihiyle ilgili sırları keşfederken bir yandan da gerçek aşkın ne olduğunu sorgulayarak içine düştüğü aşk üçgeninden çıkmaya çalışacaktır.

"Geçmiş ve bugün arasında gezinen Edilean serisinin ilk kitabı Lavanta Kokulu Sabahlar, kaçırdıklarınızın farkına varmak için tekrar tekrar okumak isteyeceğiniz kitaplardan. Deveraux'nun dönüşü muhteşem olmuş."
-The Romance Reader-

"Hikâye ustası Deveraux, tatlı ve çekici karakterlerini, biri geçmişte, biri günümüzde geçen iki aşk macerasında buluşturarak en keyifli ve eğlenceli masalını yaratmış."
-Booklist-

"Şaşırtmacalarla dolu, muhteşem bir aile dramı…"
-The Best Reviews-


Lavanta Kokulu Sabahlar hem geçmişi hem de günümüzü güzel bağlayan bir romandı. Jocelyn Minton ve yakın arkadaşı Bayan Edilean üzerine kurulu bir kurgu var. Bayan Edi, Jocelyn daha küçükken onu kanatları altına almış, Jocely evden bunaldıkça bu yaşlı dostuna kaçmış, ilişkileri Jocelyn'in ailesiyle olan ilişkisinden çok çok daha iyi. Hatta bu kısmın güzel bir tarafı daha olduğunu kitabın sonlarında fark ediyorsunuz.

Bayan Edi ölümünden sonra Jocelyn'e eski malikaneyi bırakıyor ve hatta ona kasabadan bir erkek de ayarlıyor. Jocelyn ise Bayan Edi'nin ilişkiler konusundaki öngörüsünü bildiğinden bu adamı ciddi ciddi düşünmeye başlıyor ama malikanenin serseri bahçıvanı Luke onu kuzeni Ramsey'den daha fazla etkiliyor.

Sadece erkekler değil, ayrıca gayet iyi anlaştığı kız arkadaşları da oluyor. Bütün kasaba içten içe eve kötü bir şey yapacağını sanıp korksa da aslında Jocely hem eve hem de kasabaya tutuluyor.


Modern zaman aşkını anlatan bir roman olsa da Bayan Edi'nin gençlik aşkını da kurgunun arasında güzel bir şekilde anlatıyor yazar. Bu büyük aşkın sevimliliği de en az Luke ile Jocelyn arasındaki aşk kadar güzel. Ve tabi keşfedilmeyen bir sır da var.

Yazarın methini duyduğum romanları tarihi romanslardı ama bu romanı da bence methedilecek kadar güzel. Küçük kasabalarda geçen romanları ne kadar sevdiğimi anlatamam, o yüzden de bu kitabı sevmem gayet normal. Zaten gayet akıcı bir şekilde ilerliyor roman, sıkıldığımı hiç hatırlamıyorum. Aslında kurgu ilerlerken geçmişe dönülmesine biraz kıl olurum ama onu bile hissetmedim. Jude Deveraux kesinlikle çıktığı gibi okunması gereken yazarlar listeme girdi.




Yorum Gönder

0 Yorumlar