Kitap Yorumu: Of Poseidon | Anna Banks (Of Poseidon, #1)

Yazar: Anna Banks
Yayınevi: Feiwel & Friends
Sayfa: 324
Türkçe edisyonu: Yok.



Galen is the prince of the Syrena, sent to land to find a girl he's heard can communicate with fish. Emma is on vacation at the beach. When she runs into Galen—literally, ouch!—both teens sense a connection. But it will take several encounters, including a deadly one with a shark, for Galen to be convinced of Emma's gifts. Now, if he can only convince Emma that she holds the key to his kingdom...
Told from both Emma and Galen's points of view, here is a fish-out-of-water story that sparkles with intrigue, humor, and waves of romance.



Gerçekten çok iyi bir kitaptı. Uzun zamandır genç fantastik okumadığım için bu bana taze bir nefes gibi geldi. Konusundan önce kapağı zaten adeta beni seç diye bağırıyor. Bir süredir aklımda olan kitabı yine bizim kızların önerisiyle okumaya başladım. Konuyu bilmeden daldım, kapak gayet yeterliydi, ve gerçekten etkilendim.

Her şey Emma'nın en yakın arkadaşı Chloe ile tatil yaparken Galen ile tanışmasıyla başlar. Kendi göz rengine - mor- sahip biriyle ilk defa tanışır ve fazlaca etkilenmesinden dolayı dili de tutulur. Galen zaten onu bulmak için oradadır ama kendilerinden biri olup olmadığından emin olamaz. İkizi Rayna ile bu iki arkadaşı gözetlerken Emma ile Chloe köpek balığı saldırısına uğrar. Emma ne yapıp etse de Chloe'yi kurtaramaz ama Galen şahit olduğu bir şey yüzünden onun tam olarak insan olmadığını anlar. Bunu Emma'ya nasıl anlatacağını bilemez tabi.

Galen Triton evinin prensidir. Emma ise uzun süredir rastlamadıkları Poseidon evinin özelliklerini göstermektedir. Ama tam olarak kendileri gibi de değildir, deniz altında çok fazla nefesini tutamamakta, cildi suda çok kalınca buruşmaktadır. Emma'nın peşinden yaşadığı yere gider Galen ve Rayna. Okula kaydolan Galen bir şekilde Emma'yı ikna etmeyi başarır ve Emma da kendindeki bu şeylere alışmaya çalışır.


Poseidon evinin veliahtı sayılabilecek Emma'nın, bütün her şey doğrulanırsa, Galen'in abisi ile evlenmesi gerekmektedir. Bu yüzden de Galen kendini bir süre uzak tutmaya çalışır. Bu esnada yarı insan-yarı siren olan Emma'nın ise bu genleri kimden aldığını aramaya başlarlar. Babası iki yıl önce ölmüş bir doktordur ve annesi ile yaşamaktadır Emma. Tabi bütün olayı Galen çözecektir ve yıllardır öldü sanılan birini ifşa edecektir.

Bu kadar olay arasında bir de abisinin başka biriyle evlenme arifesinde olduğunu öğrenir. Kızın Poseidon evinin yeteneklerine sahip olduğu söylenir ama Galen ile ikizi Rayna bu işte bir bit yeniği olduğunu sezerler. Abisinin evleneceği haberi üzerine ise Galen mahvettiği ilişkisini kurtarmaya çalışır.

Kitap gayet güzel vakit geçirtiyor. Ben her ne kadar tahmin edebilsem de çoğu şeyi, bir hayli beğendim diyebilirim. Ama sonu bunun da havada bitiyor. Ne çektim bu sonlardan anlatamam. Her şeye rağmen Galen isimli arkadaş gözüme girdi. Emma'yı öyle seviyor ki uğruna daha az yaşamayı göze alır, o derece. Hatta yarı siren olduğu için ondan daha az yaşayacağını öğrendiğinde gitti kustu garibim, böyle şeker bir şey işte. Sonuç olarak, okunması gereken bir genç fantastik olduğunu düşünüyorum. Deniz Tanrıçası dışında bu çeşit bir şey okumadığım için de gayet farklı bir konuya da sahip, bu da büyük bir artı.




Yorum Gönder

0 Yorumlar