14. ÜKG Blog Turu: Ruhun Ateşi | Rita Hunter


İlk defa ÜKG turunda yerli bir yazarı ağırlıyoruz. Ateş Serisinin ikinci kitabı "Ruhun Ateşi" bu hafta ÜKG kızlarında!

28.07 - Kitap Esintisi || Kitap Yorumu







Sophie Langford çileden çıktığında birilerinin hayatı kökten değişecekti…

Sevgi dolu bir ailede büyüyen Sophie’nin huzur, zenginlik ve bolca sıradanlıkla geçen hayatındaki tek renk, seneler önce bir kazada ailesini kaybeden kuzeni Liliana’ydı.
Ailesine katıldığı ilk günden itibaren anne ve babasının sevgisi de dahil, ona ait her şey üzerinde sinsice hak iddia eden kuzenini kabullendiğini sanıyordu Sophie. Hatta Liliana baş döndüren güzelliğiyle ilk aşkını elinden aldığında bile bu kabulleniş elini kolunu bağlamıştı çünkü o, babasına Liliana’ya asla kızmayacağına ve onu seveceğine dair söz vermişti.
Ne var ki sabrının da sınırları vardı ve bir gün o sınırlar küçük bir olayla ortadan kalktığında Sophie’nin aklındaki tek şey, kuzeninin meydan okuyuşuydu.
“Âşık olacağım o erkeği bulduğumda sen de onu baştan çıkarmayı dene… Tabi eğer becerebilirsen…” demişti kuzeni. Eh madem istediği buydu…
Leighton Kontu Brendan Blackmore… Kibirli, buz gibi ve ulaşılmaz bir soylu. İnsanda merak, heyecan ve nefret uyandıran onca meziyete sahip bu adamın ilgisini çekmek göründüğünden çok daha zordu. Üstelik o ve Liliana birbirlerinden fazlasıyla hoşlanıyorlardı. Ancak Sophie kararlılığının önüne hiçbir kuvvetin çıkmasına izin veremezdi çünkü Liliana başına gelecekleri çoktan hak etmişti. Üstelik Brendan Blackmore’u her gördüğünde hissettiği kalp çarpıntısı ve umutsuz arzu başka hiçbir teşvike yer bırakmayacak kadar güçlü ama bir o kadar da ürkütücüydü.
Sophie’ye göre Brendan’a dokunmak buzla yanmaktı ve Sophie ciddi anlamda yanmak istiyordu.
İkisini bir araya getiren skandal, onları artık geri dönüşü olmayan yola soktuğunda Sophie ya pes edecek, ya da imkânsız gibi görünse de mutluluk için sonuna kadar direnecekti.


Ruhun Ateşi okurken hem sinirleneceğiniz, hem kendinizi kızın yerine koyup üzüleceğiniz, hem de sonlara doğru sırıtacağınız bir roman olacak büyük ihtimalle. Cadaloz ötesi bir kuzen yüzünden hayatının çoğunu işkence yaşayarak geçiren Sophie en nihayetinde ondan öç almak için kuzeni Liliana'nın göz koyduğu kontu ayartmaya çalışır. Aslında sebepleri bencil gibi görünse de Leighton Kontu Brendan'ı her gördüğünde zaten nefesi tutulmakta, kalbi çarpmaktadır. Ne var ki Brendan onun aptal bir kız olduğunu düşünüp konuşmaya tenezzül dahi etmez.

Sophie'nin pek cesaret edemediği planlar müstakbel kayınvalidesi sayesinde bir hayli hızlanır ama tuzağa düşürüldüğünü bilen Brendan evlendiklerinde dahi ona kapı mandalından daha fazla ilgi göstermez. İçten içe evliliklerini tamamlamayı ve normal bir çift olmayı hayal eden Sophie'nin bu yüzden defalarca kalbi kırılır. Brendan görüp görebileceğiniz en büyük hödüklerden biri olduğunu tekrar tekrar kanıtlar.

Brendan zaman içinde aptal bulduğu karısının aslında gayet zeki ve bir o kadar da sevimli olduğunu fark eder ama kendini ona açmaz. Yine de karısını deli gibi kıskandığı bir günün sonunda artık geceleri beraber geçer ama gündüzleri aynı hödüklükte devam eder. Sophie her ne kadar buzlarını kırmaya çalışsa da elinden pek bir şey gelmez kızcağızın.

Liliana ise iğrenç bir dük ile evlenmeyi planlamaktadır ve Brendan'ın dükün ağzını burnunu kırmasına neden olacak bir şeyler yaşanır aralarında. Ama dükü hafife aldıklarından habersizlerdir.

Sophie, Brendan'ın ondan çocuk sahibi istemediğini duyduğu zaman ise daha fazla dayanamayacağını anlayıp onu terk etmeye karar verir. Yola çıktığı esnada ise dükün planlarıyla karşılaşır. Burada Brendan hödüğünden gayet güzel bir kurtarma izleriz, hatta artık kendine bile yalan söyleyemediği bir şekilde aşık olduğu karısı uğruna kurşun yer buz kalpli kont.

Bundan sonra Sophie'nin insanlıktan yoksun kuzenini bir güzel pataklayışı var ki tadından yenmiyor. Kitabın başından beri beklediğiniz, ama kendi adıma az süren o sahne sizi nihayet huzura erdiriyor. Yanımda olsa ben de bir iki tane çakardım diyebileceğiniz Lilana karakterinin pisliklerini Sophie'nin ailesi de fark ediyor nihayetinde.

Kitap güzeldi, biraz uzun gibi geldi bana ama. Brendan çok inatçıydı, tamam hödük ama çok uzun sürdü yelkenlerini indirmesi. Liliana ile Brendan'ı okurken sinirim tepeme sık sık çıktı ama sonu ve Sophie uğruna devam edip mutlu sona ulaştım. Serinin ilk kitabını okumamış biri olarak seriyi sıradan okumanın gerekmediğini söyleyebilirim. İlk kitap anladığım üzere Isabel ve Adrian'ın hikayesi. Bundan sonraki kitap "Kalbin Ateşi" de büyük ihtimalle Stephan'ın hikayesi olacak.


Çekilişe katılmayı unutmayın!
a Rafflecopter giveaway

Epsilon Yayınları'na teşekkürler





Yorum Gönder

0 Yorumlar