Orijinal adı: Ember Island
Yazar: Kimberley Freeman
Çevirmen: Duygu Parsadan
Sayfa Sayısı: 480
Baskı Yılı: 2015
Dili: Türkçe
Yayınevi: Arkadya
Kimberley Freeman'dan okuduğum üçüncü kitap oldu bu. Bence yazar tarihi ve modern kurguyu gerçekten çok güzel harmanlıyor. Sarah Jio gibi, ama ondan sadece bir kitap okuduğum için çok da iyi bir karşılaştırma yapamayacağım.
Bu hikayemiz de önce geçmişi anlatarak başlıyor. Tilly'nin zor hayatı, büyük babasının ölümü ve evlendiği adamın hiç de beklediği biri gibi çıkmamasını okuyoruz. Kocası ve sevgilisini ona göre korkunç bana göreyse yerinde bir sonuçla bırakıp ülkeden ayrılıyor ve Avustralya'nın ufak bir adasına geliyor. Kendini sevgilisinin kimliğiyle tanıtıyor çünkü kendisinin öldüğünü düşünüyorlar ve geldiği adada mürebbiyesi olduğu küçük kız Eleanor - Nell - ve babası Sterling ile hep hayalini kurduğu bir hayat yaşamaya başlıyor. Tabi işler gittikçe karışıyor, duyduğu suçluluktan dolayı Tilly kafasına bir sürü şey takıyor ve yanlış kararlar alıyor.
Modern hikayede ise Eleanor'un torununu okuyoruz. Yazar tıkanıklığına giren Nina ilham gelmesi için Kor Adası'nda büyük annesinin evine sığınıyor. Duvarlarda büyük annesinin günlüğünden sayfalar bulmaya başlayınca heyecanla yeni sayfalar arıyor ve bu arada adada ona bir hayli yardımcı olan Joe ile tanışıyor ama bir ilişkiye girmek için bir hayli tedbirli davranıyor. Ayrıca Nina'nın da büyük annesi Eleanor ile arasında bir sır var.
Ben yazarın yarattığı dünyayı bir hayli beğendim. Özellikle Tilly'nin hikayesi çok iyiydi, Nina ile ilgili çok da bir gelişme yok denebilir. Ufak Nell aşırı sevimli bir karakter, Sterling ile Tilly'nin hikayeleri de gerçekten iyi. Aslında Tilly'nin hatasını anlamanız çok geç olmuyor ama nedenini de biliyorsunuz. Ben yazarın yayınlanan tüm kitaplarını tavsiye ediyorum, çünkü kesinlikle sıkmıyorlar ve konu olarak da cidden iyiler. Okumadığın tek kitabını da yakın bir zamanda okumaya kararlıyım.
0 Yorumlar