Kitap Yorumu: Balayı | Susan Elizabeth Phillips



Orijinal adı: Honey Moon
Yazar: Susan Elizabeth Phillips
Yayınevi: Epsilon
Sayfa: 493




Güney Carolina’da yaşayan ufak tefek ama bir o kadar da sert, öksüz Honey Moon için hayattaki en önemli şeylerden biri, hem içinde yaşayıp hem de neredeyse bütün sorumluluğunu üstlendiği lunaparkın muazzam hız treniydi. Lunaparkını ve hız trenini kurtarmak için para bulma umuduyla, kuzini Chantal’la giriştiği işlerin, Honey’yi hiç ummadığı yerlere getirip milyonların gözbebeği yapacağını kim bilirdi? Herkesin bayıldığı bu çocuk yıldız, yaşı dışında acaba başka neler gizliyor?
Cesur ve zeki bu küçük hanım gözü karalığıyla hayatındaki bütün erkekleri deli edecek! Bunlardan biri Eric Dillon; için için yanan kötü çocuk ve Hollywood’un son zamanlardaki en yetenekli oyuncularından biri. Ve Dash Coogan; kahraman kovboyların sonuncusu, efsanesini sürdürmek için kendisine pek ufak gelen beyaz cama hapsolmuş bir adam. Honey aşık olduğunda, bunu bildiği tek yolla yapacak… tüm kalbiyle.

Bu ara sürekli SEP okudum, Balayı'nı da yıllardır okuyacağım okuyamadım. Adeta kitaplığımda küflendi nedense. Pegasus'un çıkardığı Chicago Stars serisi ile alakası olmayan tek bir kitap Balayı. Karakteriminiz adı Honey Moon olduğu için bize de çeviri olarak Balayı ismiyle gelmiş. Açıkçası balayı ile bir ilgisi yok onu söylemek gerek.

Honey, daha çok küçük yaşlardan sorumluluk sahibi olmak zorunda kalmış bir kız. Sahip oldukları lunapark ve hayatını iyileştirdiğini düşündüğü hız trenini kurtarmak için yapmayacağı şey yok. Bunun için kuzeni Chantal'ı zorla dizi seçmelerine götürüyor ama gelin görün ki diziye aldıkları kişi Honey Moon oluyor ve bir nevi dizide kendini canlandırıyor.

Ölen annesi dışında kimseden sevgi görememiş olan Honey, dizideki babasını kendi babası yerine koymaya başlıyor. Diğer karakterlerin peşinde koşuyor ama kimse ona istediğini vermiyor. Bunun üzerine bencil, kalpsiz bir kız gibi davranmaya başlayan Honey'i yola sokan da babasını oynayan Dash oluyor. Eski kovboylardan Dash vergi borcu yüzünden diziye katılmak zorunda kalmış ama dizinin bu kadar büyük başarı getireceğini kimse öngörememiş. Bir de Eric Dillon isimli karamsar, yalnız genç var kadroda. Tabi bütün kızların ilgisini çeken de o.

Honey'nin Dash'i sadece babası gibi görmediğini fark etmesi biraz zaman alıyor. Aralarındaki yaş farkına rağmen Dash'in de kendisini istediğini görmesini sağlayarak çok güzel bir zaman geçiriyorlar ama malesef kısa sürüyor. Bunun üzerine de kader kendi özel yaşamında sorunlar yaşayan Eric Dillon ile Honey Moon'u tekrar bir araya getiriyor ve büyüyüp yetişen bu iki genç yıllar sonra kendilerini birbirlerinde buluyorlar.

Chicago Stars serisinden çok farklı bir kitap. 1993 yılında yazdığı kitap ayrıca bu. Okurken biraz Judith tadı da alıyorsunuz bence. Ayrıca kurgu zaman dilimlerine göre ayrılmış, yani bir hayli dolu bir kurguyu okuyorsunuz, öyle hemen bitmiyor belki ama siz de Honey ile büyüyüp aşık oluyorsunuz denebilir. Kitaptaki iki erkek karakteri de aynı oranda sevebileceğiniz yegane kitap bu heralde. Hüzünlü, kahkahalı, aşklı, sevimli bu hikaye sizi de etkileyecek bence.




Yorum Gönder

0 Yorumlar