Kitap Yorumu: Gönül Yarası | Chelsea Cain (Archie Sheridan & Gretchen Lowell, #1)

Orijinal adı: Heartsick
Yazar: Chelsea Cain
Yayınevi: Pegasus
Sayfa: 400


Adama haftalarca işkence yaptı. Dalağını söktü, onu lağım suyu içmeye zorladı, çekiç ve çiviyle göğsüne kalp şekli kazıdı. Adam artık öldürülmek için yalvardığında, hayatını bağışlayıp onu serbest bıraktı…

Hannibal Lecter hiç şüphesiz, iki yüz kişiden fazla insan öldüren psikopat Gretchen Lowell’ın yanında kilisedeki çömez çocuklar kadar masum kalır.
Lowell şimdi hapiste, ama kurbanı polis Archie hâlâ ondan kurtulmuş değil. İşkencecisini her hafta hapiste ziyaret ediyor; ikisinin arasındaki bağ Archie’nin evliliğini yıkacak kadar güçlü. Üstelik şehirde ergenlik çağındaki kızları öldüren ikinci bir seri katil var. Dedektif Archie, hırslı bir kadın gazeteciyle beraber bu katilin peşine düşüyor. Ama onlara yardımcı olabilecek tek kişi yine Gretchen Lowell’ın ta kendisi…

Sinirleri geren ve baştan sona heyecan uyandıran 400 sayfa!

Az önce internette gezinirken bu kitaba rastladım ve "aa çok güzel kitaptı, niye devamı gelmedi ki" diye hayıflandım. Garip bir kurgusu ve güzel bir gerilimi vardı, o yüzden belki seriyi hatırlarlar umuduyla yorum ekleyeyim dedim. Bir zamanlar yorumunu da yapmışım aslında, o yorumu direk buraya koyacağım. Gerilim severlere tavsiyemdir: 

Kısa aralıklarla Stockholm Sendromu kitaplarına denk gelmem şaşırtıcı gerçekten. Bu kitaptaki tamamen saplantı haline geliyor hatta. Dedektifimiz Archie, peşinden 10 yıl boyunca koştuğu Gretchen Lowell isimli güzel psikopat katil tarafından kaçırılıyor ve ona 10 gün kadar bir süre işkence ettikten sonra yaşamasına izin veriyor, kendi de hapse giriyor. (ps: ikinci kitapta oradan kaçtığını öğrendim ya yakında dayanamaz okurum) Archie tabi ki tamamen mahvolmuş bir halde hastaneye kaldırılıyor. Gretchen'ın caniliklerine birkaç örnek vereyim: çivilerle göğsüne kalp şekli kazıyor, lavabo açıçı içiriyor düzenli olarak-sonuçta yemek borusu mahvoluyor-, kafasına göre istediği yerleri kesiyor, onu tam bir uyuşturucu müptelası yapıyor, yani kafası genelde uçuyor. Archie de 2 yıl boyunca dinlenmeye çekiliyor ama karısından, çocuklarından uzaklaşıyor ve düşünebildiği sadece Gretchen. Bakınız nasıl bir takıntı, anlayınız.

Ortada dolanan yeni bir seri katil var ve 15 yaşındaki kızları kaçırıyor, tecavüz ettikten sonra öldürüp çamaşır suyuna yatırdıktan sonra bir yerlere bırakıyor her defasında. Bu davada Archie'nin isteğiyle davayı gözetleyen, dava ve Archie hakkında bir yazı yazacak olan Susan Ward isimli bir gazeteci de var. Kitap Susan ve Archie'nin ağzından gidiyor. Susan'ın sorunlu çocukluğu, babasının ölümünün ardından aradığı baba figürü ve bunun sonuçlarını dinliyorsunuz. Kitap umulmadık bir şekilde karakterleri birleştiriyor ve seri katil yakalanıyor, tabi ki kim olduğunu söylemeyeceğim ama cinayetlerin nedenleri Susan'a dayanıyor o farkında olmasa da. Hastalıklı bir zihnin nasıl çalıştığına şahit olduktan sonra, Archie diğer hastalıklı zihni, yani Gretchen'ı sabahın 4'ünde görmeye gidiyor. Aslında her pazar düzenli olarak gidip öldürdüğü 199 kişinin (200. Arcchie olacaktı ama olmadı) birinin cesedinin nerede bulabileceğini söylerken onu dinliyor. Aslında onu görmek istediği için de gitmek istemesi var. Bu en son gidişinde gayet açık bir şekilde ondan etkilendiğini anlıyorsunuz ve en sonunda kendine hakim olup onu orada terk edip gidiyor. İkinci kitaba göre de 2 ay boyunca onun yanına hiç gitmiyor ve bundan sonra da Gretchen da kaçıyor anladığım kadarıyla. Yazarın anlatımı gayet iyi, kanlı detayları da canlandırıcı bir şekilde vermiş, bir tek bağırsak kısımları rahatsız etti beni (:P). Uzun lafın kısası kitap sizi odakta tutuyor, tabi ki bazı eksiklikleri var benim gözümde ama bu da iyilerden biri.




Yorum Gönder

0 Yorumlar