Kitap Yorumu: Bir Umut Daha (Inn Boonsboro Triology, #3) | Nora Roberts

Orijinal adı: The Perfect Hope
Yazar: Nora Roberts
Yayınevi: Epsilon
Sayfa: 392



New York Times çoksatan yazarı Nora Roberts, sizi yaşadıkları kasabada sıcacık bir otel inşa eden Montgomery kardeşlerle -Beckett, Ryder ve Owen- son bir maceraya davet ediyor. Ryder fiziksel açıdan güçlü, duygusal açıdansa pek de yumuşak olmayan bir adamdır ve Montgomery kardeşlerin en anlaşılmaz olanıdır. Güler yüzlü ya da pek de sıcakkanlı olmasa da alet kemerini taktığında onun çekici görünüşüne hiçbir kadın karşı koyamaz. Tabii BoonsBoro Otelinin yöneticisi Hope Beaumont hariç…

Bir zamanlar D.C.de lüks bir otelin yöneticisi olan Hope, heyecana ve gösterişe alışkın olsa da küçük kasaba hayatına hızla uyum sağlar. Şu anda tam da istediği yerdedir ama aynısını aşk hayatı için söylemek pek de mümkün değildir. Bir türlü aklından çıkmayan Ryder ise onu hem sinir etmekte hem de heyecanlandırmaktadır. Aralarındaki bu gerilim yeni yıl kutlamalarında tatlı bir öpücükle son bulur. Hope'u takip eden tatsız geçmişi karşısına çıktığında, onu bu çaresiz durumundan kurtaran kişi yine Ryder olacaktır. Titiz ve çalışkan otel yöneticisinin o kadar da kusursuz olmadığını görmek Ryderın duygularını harekete geçirecek, genç adam Hope'un tam da kendisine uygun olduğunu fark edecektir…

Yine Nora, yine bir serinin sonu... Ben yine garip bir hüzne kapılıp oturdum yorum başına. Bu seri ile tanıştığımız üç erkek kardeşin nihayet en büyüklerinin hikayesiyle sona geldik. İki kitaptır, her zamanki Nora tarzıyla bağrıma basıp okuduğum karakterlerin hikayelerini bitirmek nedense beni hüzne sokuyor. Aynı şeyi Düğün serisinin sonunda da yaşamıştım, bunda da aynen yaşıyorum yine.

Otelin müdürü olarak işe alınan Hope ve mızmız Ryder iki kitaptır zaten garip bir elektrik yayıyorlardı. İkinci kitabın sonlarına doğru da bir yılbaşında öpüştüklerinde ikili de işlerin değişmekte olduğunun farkındaydı. İşte bu kitapta nihayet dananın kuyruğu kopuyor.

Hope'un gerizekalı eski sevgilisi, yani onu kullanıp atan adam onu geri almaya çalışıyor ama teklifi bile iğrenç. Sadece Hope'un değil Ryder'ın da bir hayli sinirini bozuyor ve bu durum Ryder'ın onu daha da korumak istemesine neden oluyor.

İnşaat işlerinden başlarını kaldıramayan üç kardeş önce fırını tamamlıyor, sonra da Avery'nin yeni restoranını tamamlamaya girişiyorlar. Ayrıca annelerinin fikri yeni spor salonu da bir köşede bekliyor. Otel müşterileri artmış, Hope durumdan memnun, müşteriler memnun, gayet güzel bir gidişat yakalanmış bir halde. Clare'in ikiz hamileliği - ki evde 5 erkek çocuk olacak demek bu kolay gelsin - Avery'nin yaklaşan düğünü ve de Elizabeth ile sevdiği genç adamın nihayet buluşabilecek olması kitabı bir hayli güzelleştiren şeylerden. Özellikle Elizabeth'in sevdiği adamı bulmaları ve hayaletle garip bir dostluğa dönüşen ilişkileri kitabın absürd olsa da en güzel yerlerinden beri - belki de serinin en güzel kısmı.

Neticede üç kitaplık bu sevimli serinin sonu Ryder ile Hope'un bir araya gelmesiyle bitiyor. Hayaletin hikayesi de sona ulaşıyor, herkes mutlu, işler tıkırında, sizin de yüzünüzde bir gülümseme, bu sevimli kasaba ile vedalaşıyorsunuz.



Yorum Gönder

0 Yorumlar