Elit (The Selection, #2)

Orijinal adı: The Elite
Yazar: Kiera Cass
Dex
288 sayfa



Sarayda 6 kız... Savaş kızışıyor.
"Babamdan gelen mektubu ellerimde tuttum.
Aspen'in prenses olamayacağımdan emin oluşu aklıma geldi.
Halk oylamasında en sonuncu olduğumu hatırladım.
Maxon'ın haftanın ilk günlerinde verdiği şifreli sözü düşündüm...
Gözlerimi yumdum ve kendimi yokladım.
Bunu gerçekten yapabilir miydim?
Illéa'nın yeni prensesi olabilir miydim?"
Saraya 35 kız girmişti, şimdi 6 kız var.
Ve artık Elitler Prens Maxon'ın aşkını kazanmaya çok daha kararlı.
Zaman America'nın aleyhine işliyor. Biran önce karar vermeli.
Çocukluğundan beri birlikte gelecek hayalleri kurduğu Muhafız Aspen mi?
Yoksa nefes kesici romantizmiyle başını döndüren Prens Maxon mı?
Kimi seçerse seçsin, aklı diğerinde kalacak.
Ve Asi Kuzeyliler bu peri masalının mutlu sona
ulaşmaması için ellerinden geleni yapacak.



Kitabı az önce bitirdim ve sıcağı sıcağına yazacağım. Uzun süredir de aktif olamadığımdan bu iyi bir dönüş olacak gibi. Öncelikle ilk kitap Beni Seç'in ne kadar sükse yaptığını hatırlarsınız. Kitabın sonunda Elit grubuna kalan America ve diğer kızlar arasında daha birçok şey geçeceği belliydi ki öyle de oldu. Ama öncelikle söylemem gerekir ki bu kitabı sakin sakin okuyamayacaksınız.

Kitapta bir sürü gelişme oluyor. Saldırılar, ziyaretler, diplomatik ilişkiler, sırlar... Ama bir de America var ki sizi çileden çıkarabilir. Doğrusu kitapta bir sürü göründüğü gibi olmayan karakter olduğunu anlıyorsunuz ama yine de America'nın bu durumlar ile baş etmedeki yetersizliğini görebiliyorsunuz. Öncelikle Aspen meselesi... Hem Maxon'dan bu kadar etkilendiğinin farkındayken bir yandan ona ümit vermesini bir türlü anlayamadım. Kendine güveni sıfıra yakın olan arkadaş yanlış şekillerde güven kazanıyor sanki, kitabın sonlarında öyle bir hamle yapıyor ki Elitliğini kaybediyor diyebilirim.

Maxon ise ayrı bir dünya. Team Maxon ya da Team Aspen durumları varsa ben hiçbiriyim diyebilirim. Maxon'a sempati duyuyorsunuz tamam ama onda da hep bir sevilmeme korkusu, bir garip eziklik var. Garip davranışları da var, garip düşünceleri... Kendimi tıpkı Smallville'deki Clark Kent'e "uçmayı öğren artık" deme isteği içindeki halimde buluyorum. Yani bir şeyler yapsa yeridir. Tabi yapıyor ama (spoiler vermiyorum) yine de asıl mesele ile başa çıkışı onun da eksik. Bu durumda mükemmel bir çiftler evet.

Bir de acayip bir Açlık Oyunları etkilenmesi var. America bir Katniss'e dönüşürse hiç şaşırmam. Bence yazar da bunu içten içe düşünüyor, tabi bunu öğrenmek için koca bir yıl beklememiz gerek. Evet yanlış duymadınız, devam kitabı "The One" Mayıs 2014'te. Kitabın ismine bakıp telaş yapmayın, daha prensesini seçmedi Maxon ama bu saatten sonra America'dan başka kim olabilir ki değil mi?

Yine de kitabın sonunda America'ya bir hırs geldi, geç kalsa da olsun. Bu yüzden üçüncü kitapta kimlerin canlarını nasıl sıkacak merakla bekliyorum. Kitap iyi bir devam kitabı ama yer yer sabrınızı zorlayabiliyor. Umarım yazar finali çok daha güzel sonlandırır da asıl karakterlerimizdeki heyecan eksikliğini kapatır ki ümitliyim güzel malzeme çıkaracağından.





Yorum Gönder

0 Yorumlar